27.03.2009

27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü



1948 yılında kurulan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, 1961 yılında aldığı bir kararla 21 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Bu enstitüye üye ülkeler, her 27 Mart gününü Tiyatro bayramı olarak kutlamaktadır.

Tiyatrolar Günü’nde, tiyatroyu halka sevdirmek için etkinlikler yapılır. Hayatın bir parçası ve güzel sanatların en ilgi çekici kollarından biri olan tiyatroda, harekete, konuşmaya ve bazen de müziğe yer verilir. İlk çağlarda tiyatro, yazılı bir metin olmadan oynanırdı. Yeteneğine güvenen oyuncular sahnede istedikleri gibi konuşurlardı.

Bizim kültürümüzde tiyatroyu; ortaoyunu, gölge oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, danslı ve taklitli oyunlar şeklinde görürüz. Gölge oyununda, arkadan ışıklandırılan beyaz bir perde vardır. Karagöz veya başka tipteki kuklalar bu perdenin üzerinde oynatılıp konuşturulur. Güzel hikayeler anlatılarak halkı eğlendiren kişilere meddah denir. Köylerimizde hala, oyun çıkarma adıyla seyirlik oyunlar düzenlenmektedir.

İnsan hayatı içinde var olan umudun, acının ve sevincin, hep birlikte verildiği oyunlara dram diyoruz. Komedi, insan hayatı içindeki komik ve gülünç şeylerin oyunlaştırılmasıdır. Konularını tarih ve efsanelerden alan acıklı sahne oyunlarına ise trajedi diyoruz.

Tiyatro eğitimi, konservatuar denilen okullarda verilir. İnsanları eğiten, eğlendiren tiyatro, aynı zamanda düşündürür de. Bir arada yaşayan insanların birlikte güldüğü, birlikte ağladığı ve hep birlikte düşündüğü tiyatro salonları, insanca duyguların da öğrenildiği yerlerdir.

Sözlerimi ünlü tiyatro yazarımız Haldun Taner’in bir cümlesiyle bitiriyorum.
“Tiyatro olmasaydı insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı.”

(Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi Kitabı)

19.03.2009

Çanakkale şehitliği 3 boyutlu



Linke tıklayın ve izleyin süperrrr..

http://www.360tr.com/

Linke tıkladığınızda liste çıkacak istediğiniz yeri seçin ve gezin..

Şehitlerimizin ruhu şad olsunn.
18 mart Çanakkale Şehtileri anısına..

11.03.2009

MARTTA DOĞANLAR

Deniz Sinan Subaşı***3 mart 2002




Cengizhan Yılmaz***7 mart 2002



Semih Genç 11 mart 2002
Resim daha sonra..
Sevdiklerinizle birlikte, sağlıklı, nice başarılı yıllara

9.03.2009

İstiklal Marşımızın kabulü -12 mart 1921






İSTİKLAL MARŞI


Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.

Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.


Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz y
atanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.


Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkı
ma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!


MEHMET AKİF ERSOY


1921 yılında, Şanlı Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi olacak milli bir marş yazılması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır. Ülkenin her tarafından pek çok şair, duygu ve heyecanlarını anlatan mısralarla bu katıldığı halde,


Mehmet Âkif’in bu yarışmaya katılmadığı görüldü. Nedeni sorulduğunda: ‘’Milli marş para ile yazılmaz’’ cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödül verilmemesi şartı ile yarışmaya katıldı ve hepimizin yüreğinde yer eden İstiklal Marşı’nı yazdı.

Türk Milleti’nin zaferini, yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan İstiklal Marşı, yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Büyük Millet Meclisi’nde okundu.

Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde, iki defa ayakta dinlenen İstiklal Marşı, 21 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. Ünlü bestecilerimizden Osman Zeki Üngör tarafından bestelendi.

Mehmet Âkif, İstiklal Marşı’nı Türk Milleti’nin eseri olarak kabul ettiği için Safahat’a koymamış ve Kahraman Ordumuz’a hediye etmiştir.


Bu çiçeklerde tüm atalarımıza hediye...

4.03.2009

YEŞİLAY HAFTASI*** 1-7 MART



YEŞİLAY’DA

İçki ile mücadele,

Yeşilay’da, Yeşilay’da.

Genç-ihtiyar hep el ele,

Yeşilay’da, Yeşilay’da.

***

İçki bize büyük düşman,

Yeşilay’dır karşı duran,

Huzuru bul, haydi davran,

Yeşilay’da, Yeşilay’da.

***

Duysun bizi içki içen,

Sıhhatine kefen biçen,

İçki değil, sağlık seçen,

Yeşilay’da, Yeşilay’da.

***

Bırak artık şu içkiyi,

Dünya güzel, her şey iyi...

Öğren saygı ve sevgiyi,

Yeşilay’da, Yeşilay’da.

Rıfkı KAYMAZ

DEPREM HAFTASI ***1-7 MART

DEPREM
Gürültü kopar uzaktan

Sular fışkırır topraktan
Kimse yolunu bulamaz
Oluşan bu karanlıktan

Bu depremin sesidir
Canavarın nefesidir
Biz bu depremi önleriz
Hayatın durmasına
Bizler izin vermeyiz.

Dünyada deprem olmasa
Hayat harap olmasa
Her can sağlıklı olsa
İnsanlar mutlu yaşasa.

ERKUT AKGÜL

UNUTMAYALIM UNUTTURMAYALIM.
UYARILARI DİKKATE ALALIM.

TOPLAMA



Bir bir daha iki eder.

Çocuklar okula gider.

İki iki daha dört eder.
Öğretmenimiz bizi çok sever.

Üç üç daha altıdır.
Eğitimle yurdumuz kalkınır.

Dört dört daha sekiz eder.
Çalışkanlar bunu ezberler.

Beşe beş ekledim on etti.
Bugünkü dersimiz bitti.

ÜLKÜ DUYSAK
21.10.2007